GlobalWebIndex 2019 Trend Raporu
Araştırma şirketleri, 2018’de geçirdiğimiz büyük değişimler ışığında 2019’a dair trendleri anlayabilmek için çalışmalarına başladı. Bu araştırmalar konuşulduğunda akla gelen ilk kaynaklardan olan GlobalWebIndex, 2019 trend öngörülerinden oluşan raporunu hazırladı. 6 ana trend altında ve global kitleler baz alınarak hazırlanmış olan bu raporu sizler için özetledik.
2018 trendlerine bakıldığında Z jenerasyonu, millenial hedef kitlesine göre daha çekici bir hedef kitle olarak algılanmaya başlarken, spor yayınlarının online dönüşümü 2018 yılında öne çıkan trendler olmuştu.
2019 TREND ÖNGÖRÜLERİ
Sosyal medya ne kadar “sosyal”?
Sosyal çevre ve arkadaşlıkların gelişmesinin yanı sıra, aile bağlarının da güçlenmesine yardımcı olan sosyal medya bütün bu olguların çok daha üstünde bir misyon ediniyor.
Hedef ve bilgi odaklı kullanımlar daha çok artış gösterirken; özellikle gençler sosyal medyada daha az zaman geçirirken aynı zamanda daha fazla fayda elde etmeyi de amaçlıyorlar.
Kullanıcıların sosyal medya hesaplarını kapatması ya da devre dışı bırakması ile ilgili en önemli nedenlere baktığımızda, “sature olma-doyma” en önemli neden olarak karşımıza çıkıyor. Sosyal medyadaki faaliyetlerin ve amaçların ortadan kalkmadığını, çeşitli sosyal platformlardaki format ve içerik değişiklikleriyle, daha sofistike ve farklılaşan yeni tüketecilere ulaşacakları öngörülüyor.
Bu trendde markalar için ne var?
Şirketler 2019 yılında da, eğlenceyi (sosyal medya çok büyük bir eğlence hub’ı), ticareti ve içeriği akıllıca harmanlayabilirse tüketicilerine günün her saati sosyal medyadan ulaşabilirler. Bu noktada önemli olan bugünün gençleri yarının tüketicileri olan bu topluluğun, “eğlence” tanımını iyi belirlemek.
E-sports kendisini ana akım haline getirebilir mi?
Günden güne gelişen ve büyüyen E-sports, liglerin pazarlanabilirlikleri, çeşitli sponsorlukları ile farklı gelir kalemleri oluşturabilmesi ve yapılan oyun turnuvaları ile birlikte bilinirliğinin arttığı büyük bir “dijital müsabaka” haline geldi. Araştırmalar da gelecek yıllarda e-sports izleyen ve takip eden kişi sayısının eksponansiyel olarak artacağını öngörüyor. E-sports, yüz yıllardır varolan geleneksel sporları da daha fazla genç kitleyle buluşturabilir ve onlar için farklı gelir modellemeleri sunabilir.
Canlı oyun yayınları ve E-sports turnuvaları, Twitch’de (2014 yılında Amazon tarafından satın alındı) ve YouTube Gaming (yakında YouTube’un ana sitesine aktarılacak) kanallarında yayınlanır hale geldi. Bu platformlar, bir kanal kurmak yerine çok daha az donanım ile birlikte, bu sektörün milyonlarca insanla buluşmasını sağlıyor. 2019 yılında ise geleneksel TV kanallarının (2018 yılında ESPN, Asya oyunlarını prime time’da yayınladı) da bu müsabakaları yayınlamak için şimdiden yatırımlara başladıklarını biliyoruz.
Bu trendde markalar için ne var?
Böylesine genç, her şeyden önce çok daha dijital ve interaktif bir eğlence türü olan E-sports, genç hedef kitlelere ulaşmada ve farklı değer önermeleriyle markalara çok daha farklı şekillerde katma değerler katacağı hiç kuşkusuz. VR ve AR ile olan güçlü bağları ile de kullanıcı deneyimi noktasında markalara çok daha fazla olanak sağlıyor.
Veri gizliliğinin yeni döneminde “Güven’i” yeniden düşünmek
Bilgi güvenliği/kullanıcı datası/izinli data gibi konular 2018 yılında olduğu gibi önümüzdeki yıl da çok önemli meseleler olmaya devam edecek. 16-64 yaş arasında Online tüketiciler ile yapılan araştırmanın sonuçlarına göre Türk internet kullanıcılarının da %65’i online verilerinin gizliliğinden endişe ediyor.
Tüketici, marka, dijital servis sağlayıcıları ve reklam network’lerini doğrudan ilgilendiren ve internetin yaygınlaşması ve yeni iletişim teknolojilerinin devrimsel değişikliklere uğramasıyla nedeniyle gizlilik konusunda daha geniş bir yetki alanı ve şirketlere yönelik daha sert yaptırımlar içeren Genel Veri Koruma Yönetmeliği (General Data Protection Regulation–GDPR) 25 Mayıs tarihinde yürürlülüğe girdi. GDPR ile birlikte markalar tüketicilerinin izinli data paylaşımları konusunda, tüketici hassasiyetini göz önünde bulundurmalı ve şeffaf bir yönetim tarzıyla tüketicisinin izinli data motivasyonunu sağlamalı. Tüketicilere verilerinin gizliliği konusundaki en önemli üçü konu sorulduğunda ise; şirketlere güvenebilmek, kendi verilerine erişebilmek ve istediğinde datalarını silebilmek ve son olarak da kişisel verilerinin nasıl ve niçin kullanılacağını netleştirilmesini istiyor.
Bu trendde markalar için ne var?
Markaların, tüketicileri verilerini paylaşmaya nasıl teşvik edecekleri konusunda daha yaratıcı düşünmeleri gerekiyor. Kişiselleştirilmiş özel reklam ve ürünlerle, tüketicisiyle ilgili ve doğru zamanda buluşabilme kabiliyetleri olan şirketler, rakiplerine göre bir adım önde olacaktır. Bu doğrultunun başlangıcı da tüketicileri veri paylaşımının kendileri için yararlı olabileceklerine inandırmak ve bu durumun modern dijital ortamın gerekli bir parçası olduğuna ikna etmekten geçiyor.
Yeşil tüketimin yükselişi: Markalarin bilmesi gerekenler nelerdir?
Müşterilerin çevre konularına ilişkin duyarlılıkları ve kullandıkları ürünlerin çevreye olan etkileri hakkında bilgileri arttıkça, satın alma kararlarında çevreyi bir ölçüt olarak değerlendirme oranları da artacaktır. Tüketicilerin çevre dostu ürün ve yeşil şirketlere talebi artarken ürün yelpazelerini ve şirket misyonlarını incelemek ve bu yönde gerekli değişiklikleri yapmak günümüzde pazarlama yöneticilerinin karşılaşabileceği önemli problemlerden biri.
Daha yeşil olma dürtüsü gittikçe her geçen yıl daha çok ivme kazanıyor. Raporda yapılan araştırmaya göre, dijital tüketicilerin yarısı çevresel kaygıların satın alma kararlarını etkilediğini söylüyor.
Bu trendde markalar için ne var?
Elbette olması gereken çevrenin, her şirketin gündeminin üstünde olması gerektiğidir. Önümüzdeki yıl içinde yeşil olma baskısı yeni ürün kategorilerine doğru genişleyecek ve markalar bunu bir engel olmaktan ziyade bir fırsat olarak görmeye başlayacak. Çeşitli şirketler ile birlikte gördüğümüz gibi, sadece iyi bir PR’in ötesinde maddi faydaları da var. Ancak, yeşil pazarın gerçek potansiyelini tam olarak kavramak için, işletmelerin tüketicilerin davranışlarını değiştirmelerine yardımcı olması gerekiyor.
Sesli asistanlar için bir sonraki büyük soru.
Sesli asistanların, sürdürülebilir olması ve gelir modellerine dönüşme potansiyeli henüz netleşmemiş olsa da markalar sesli asistanları pazarlama faaliyetleri ile bütünleştirebilmenin yollarını aramayı sürdürüyor.
Asya Pasifik bölgesi sesli asistanlarla etkileşim konumunda zirvedeyken Avrupa bu konuda daha geriden takip ediyor. Ama yapılan araştırmada Avrupa’nın en yeni teknolojiye sahip olma konusunda fazlasıyla arzulu olduğu gözlendiğinden, bölge olarak yakın gelecekte daha fazla ön plana çıkabileceğini söylemek mümkün.
Tüketicilerin ev asistanlarını ve akıllı telefonlarında bulunan sesli asistanları yatak odası veya salon gibi kendilerini daha rahat hissettiği ortamda kullanıyor olmaları, markaların içerik pazarlaması için doğru mecralardan birisi olarak konumlanmasını sağlıyor. Bunun yanı sıra sesli asistanların optimizasyon yetenekleri, sınırsız satın alınabilir içerik sebebiyle kararsız kalan tüketicilere bir çözüm yolu da sağlayabilir. Ama bu çözümler sunulurken tüketicilerin son zamanlarda bu teknolojiler sebebiyle yaşadığı güvenlik problemleri de göz önünde bulundurulmalıdır.
Bu trendde markalar için ne var?
Markaların reklam ve pazarlama hedefleri düşünüldüğünde, sesli asistanlar markalara geleneksel yöntemlerinin dışına çıkma imkanı sağlıyor. Sesli etkileşimlerin normal arama motorlarına göre daha kişisel olduğu düşünüldüğünde, markaların kendilerine yeni bir profil çizme ihtiyacı da hissediliyor.
Kripto-Tüketicilerin Şifresini Çözme
2018’in en büyük trendlerinden birisi ise kripto-paralardı. 2019’da da kripto finansal çözüm ve servisler önemini korumaya devam edecek gibi duruyor. Kripto para ile ilgilenen tüketicilerin demografik ve sosyolojik detaylarına indiğimizde ise, daha çok genç, erkek, risk almayı seven, özgürlükçü düşüncelere sahip ve girişimci kimlikleri ile ön plana çıkıyorlar.
Daha önceleri ekonomiye karşı negatif bir öngörüye sahip olan bu topluluğun, kripto para sonrası ekonomik konulara da daha fazla ilgi göstermeye başladığı dikkat çekiyor.
Bu trendde markalar için ne var?
Ağırlıklı olarak IT ve telekomünikasyon sektörlerinde orta-üst pozisyonlarda çalışan bu topluluğu hedeflemek isteyen markalar, bu topluluğun ilgi duyduğu ürünlere karşı hassas bir ilgi sahibi olması sebebiyle mesajlarını teknoloji odaklı iletmeye özen göstermelidir. Kripto-tüketiciler ile iletişime geçerken, mesaj ve ürün niteliği doğru bir dilde aktarıldığı takdirde, yeni nesil teknolojik ürünleri alma yatkınlığının yüksek oranda arttığı söylenebilir.
Kaynak: Trends 19, The Trends To Know For 2019(GlobalWebIndex)